Ummak bir strateji değildir.
- Hope is not a strategy.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
- There was nothing but an old chair in the room.
Penisiline alerjim yok.
- I am not allergic to penicillin.
Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi.
- Tom said that nothing like that would ever happen again.
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Katiyen yapmayacaksın.
- You'll do nothing of the kind.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
- I ate absolutely nothing the whole day.
That is not red, it's orange.
... who had just graduated ' this was in Philadelphia ' and she said, “I've got my degree. ...
... receive an honorary degree from one of America's great Universities and of course, the president ...