Çok fazla içmek seni hasta edecek.
- Too much drinking will make you sick.
Çok fazla yersen şişmanlarsın.
- If you eat too much you will become fat.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
- I like coffee much more than tea.
Bugün, çok fazla ödevim var.
- I have too much homework today.
Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
- There is not much I can do to help, I am afraid.
Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.
- I had no idea that Tom knew so much about zebras.
Bana pek mantıklı gelmiyor fakat Tom koleje gitmemeye karar verdi.
- It doesn't make much sense to me, but Tom has decided not to go to college.
Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.
- It will not make much difference whether you go today or tomorrow.
Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?
- How much time, more or less, does it take to walk from here to the town hall?
Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar?
- About how much would it cost to have this chair repaired?
Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.
- A dog's sense of smell is much keener than a human's.
Onun köpeği uysal olduğu kadar çok sadık değildir.
- Her dog is not so much faithful as tame.
Bilmen gereken her şey hemen hemen bu.
- That's pretty much everything you need to know.
O iş hemen hemen bitti.
- That job is pretty much finished.
There wasn't much people about that day.
From those to whom much has been given much is expected.
I don't have much money.
Does he get drunk much?.
... bring them together. You know, if you think about it, through much ...
... that we are right now in the middle of. It won’t actually say that much, if you think ...