to move oneself into such a position

listen to the pronunciation of to move oneself into such a position
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to move oneself into such a position в Английский Язык Турецкий язык словарь

sit
{f} (bir yerde) kalmak, durmak; bulunmak: The statue's been sitting in that corner for years. Heykel yıllardır o
sit
{f} oturuma katılmak
sit
{f} poz vermek
sit
toplantı yapmak
sit
otur

Senin yanına oturabilir miyim? - Can I sit beside you?

Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır. - The paint on the seat on which you are sitting is still wet.

sit
{f} kuluçkaya yatmak
sit
{f} yola getirmek
sit
ressam veya heykeltıraşa modellik etmek
sit
resim çektirmek için poz vermek
sit
{f} (sat, --ting)
sit
binip oturmak
sit
{f} burnunu sürtmek
sit
{f} konmak
sit
(for ile) (sınava) girmek
sit
görev almak
sit
{f} binmek
sit
oturmak

Nerede oturmak istiyorsun? - Where do you want to sit?

Tom her zaman ön sırada oturmak ister. - Tom always wants to sit in the front row.

sit
(fiil) oturmak, poz vermek, modellik yapmak, sınava girmek, konmak, tünemek, kuluçkaya yatmak, toplanmak, oturuma katılmak, tam oturmak, yola getirmek, burnunu sürtmek, binmek, oturtmak
Английский Язык - Английский Язык
sit

I asked him to sit.

to move into
invade
to move oneself into such a position

    Расстановка переносов

    to move one·self in·to such a po·si·tion

    Турецкое произношение

    tı muv wʌnself întı sʌç ı pızîşın

    Произношение

    /tə ˈmo͞ov ˌwənˈself əntə ˈsəʧ ə pəˈzəsʜən/ /tə ˈmuːv ˌwʌnˈsɛlf ɪntə ˈsʌʧ ə pəˈzɪʃən/
Избранное