Mary ve Tom tren istasyonunda bize el sallamak için geldiler.
- Mary and Tom came to wave us good-bye at the train station.
O bir kısa dalga radyo istasyonu dinliyor.
- He listens to a short wave radio station.
Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.
- I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
Mary ve Tom tren istasyonunda bize el sallamak için geldiler.
- Mary and Tom came to wave us good-bye at the train station.
The flag waved in the gentle breeze.