Onlar ay ışığı altında öpüştüler.
- They kissed under the moonlight.
O ne ay ışığına ne de karanlığa katlanabilir.
- He can bear neither moonlight nor darkness.
O yaşlı adam elli yıldır kaçak içki imal etmekteydi.
- That old man had been making moonshine for fifty years.
Biraz kaçak içki ister misin?
- Would you like some moonshine?
O, bir striptizci olarak ek işte çalışıyor.
- He's moonlighting as a stripper.
Mehtap gerçekten güzel.
- The moonlight is really beautiful.