Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
- Tom failed to heed warning signs.
Uyarıya dikkat etmediler.
- They gave no heed to the warning.
Ben ailemin tavsiyesini önemsemeye başladığımda büyüdüğümü fark ettim.
- I realized that I had grown up when I started heeding my parents' advice.
Uyarıya dikkat etmediler.
- They gave no heed to the warning.