to make whole or entire

listen to the pronunciation of to make whole or entire
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to make whole or entire в Английский Язык Турецкий язык словарь

complete
{f} tamamlamak

Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı. - He needed more time to complete the task.

En kısa sürede onu tamamlamak zorundayım. - I have to complete it as soon as possible.

complete
{s} tam

Tamamen işine dalmıştı. - He was completely absorbed in his work.

Onun sözleri tamamen anlamsızdı. - Her words were completely meaningless.

complete
eksiksiz

Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir. - The procedure must be executed correctly and completely.

Eksiksiz bir şiir, bir duygunun düşünceyi ve düşüncenin kelimeleri bulduğu yerdir. - A complete poem is one where an emotion finds the thought and the thought finds the words.

complete
{f} doldurmak
complete
{f} yerine getirmek
complete
{f} tamamla: adj.tamam
complete
{s} tamamı

Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu. - My uncle has completely recovered from his illness.

complete
tam olma hali
complete
completeness bütünlük
complete
bitev
complete
tam, bitirmek, tamamlamak tam
complete
katıksız
complete
tümlemek
complete
(Bilgisayar) tamamlandı

İş yarım saatten az bir sürede tamamlandı. - The work was completed in under half an hour.

Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı. - After months of negotiations, the peace treaty was completed.

complete
tamamlama

Yazdan önce onu tamamlamalıydım. - I should have completed it before summer.

Onu uzun zaman önce tamamlamalıydın. - You should have completed it long ago.

complete
{s} tamamlanmış

Albüm önümüzdeki Temmuz ayına kadar tamamlanmış olacak. - The album will have been completed by next July.

Yeni demiryolu henüz tamamlanmış değildir. - The new railway is not completed yet.

complete
(Bilgisayar) tamamlamak tam
complete
sonunu getirmek
complete
tekmillemek
complete
{s} iyice
Английский Язык - Английский Язык
complete
compleat
to make whole or entire

    Расстановка переносов

    to make whole or en·tire

    Турецкое произношение

    tı meyk hōl ır întayır

    Произношение

    /tə ˈmāk ˈhōl ər ənˈtīər/ /tə ˈmeɪk ˈhoʊl ɜr ɪnˈtaɪɜr/
Избранное