to make supposition; to think; to be of opinion

listen to the pronunciation of to make supposition; to think; to be of opinion
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to make supposition; to think; to be of opinion в Английский Язык Турецкий язык словарь

suppose
{f} varsaymak
suppose
farz etmek
suppose
{f} sanmak
suppose
{f} zannetmek
suppose
{f} farzetmek
suppose
{f} 1. zannetmek, sanmak: I suppose they're in Muğla by now. Şimdi Muğla'da olduklarını zannediyorum. I suppose so. Galiba öyle. They supposed
suppose
{f} düşünmek
suppose
{f} saymak
suppose
{f} olduğuna inanmak
suppose
{f} gerekmek
suppose
{f} tahmin etmek
suppose
güya

Sekreterim güya araştırma yapmış. - This is supposedly research which my secretary did.

suppose
eğer
suppose
farzedelim ki
suppose
varsay

Onun geri geldiğini varsay, ona ne söylerdin? - Suppose she comes back. What would you say to her?

Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum. - This figure is supposed to represent Marilyn Monroe, but I don't think it does her justice.

suppose
farzedelim
suppose
inanmak
suppose
(fiil) farzetmek, varsaymak, düşünmek, sanmak, zannetmek, tahmin etmek, saymak, olduğuna inanmak, gerektirmek, gerekmek
Английский Язык - Английский Язык
suppose
to make supposition; to think; to be of opinion

    Расстановка переносов

    to make supposition; to think; to be of o·pin·ion

    Произношение

Избранное