Tom'un coşkusu bulaşıcıdır.
- Tom's enthusiasm is infectious.
Ben bir Truva atıyım, yani Mac bilgisayarınıza bulaştım.
- I am a Trojan horse, so I have infected your Mac computer.
Virüs tarafından enfekte edilmekten korkmuyor musun?
- Aren't you afraid of getting infected by the virus?
Tom ve çalışanları tüm enfekte koyunları öldürdü.
- Tom and his workers killed all the infected sheep.
Her passion for dancing has infected me.