Bu anlaşılır biçimde düzeltilmedi.
- This clearly hasn't been proofread.
Denememi düzeltir misin?
- Could you proofread my essay?
Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var.
- We have specific proof of your innocence.
Onlar böyle bir kanıt bulmadılar.
- They found no such proof.
Şimdiye kadar hiçbir delil bulunmadı.
- No proof was ever found.
Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
- I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.
Denememi düzeltmek için okuyorum.
- I'm proofreading my essay.
Bir şeyi denemeden bilemezsin.
- The proof is in the pudding.
Baştan çıkarmaya karşı dayanıklıdır.
- He is proof against temptation.