to make or carry on war, to fight

listen to the pronunciation of to make or carry on war, to fight
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to make or carry on war, to fight в Английский Язык Турецкий язык словарь

war
{i} harp

O, Amerika'nın Deniz Harp Okulunun başkanıydı. - He was head of America's Naval War College.

war
savaş

İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi. - While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.

O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü. - He returned home from Europe in 1941, when the war broke out.

war
mücadele

Sonuna kadar mücadeleye devam edilecekti. - The war would be fought to the end.

Bu politikacı küresel ısınmayla mücadele için yeşil vergi önerdi. - This politician proposed a green tax to fight global warming.

war
savaşmak

Savaşmak istiyorsa bir savaşı var. - If she wants a war, she's got a war.

Büyük bir savaşçı güç yayar. O ölümüne savaşmak zorunda değildir. - A great warrior radiates strength. He doesn't have to fight to the death.

war
kavga
war
{i} savaş, harp, muharebe
war
{f} düşman olmak
war
{f} (ile) savaşmak, mücadele etmek
war
(Askeri) HARP: İki veya daha çok muhasım kuvvet arasında yapılan ve birbirlerine siyasi emellerini kabul ettirme maksadı güden silahlı çatışma
war
savaşım
war
{f} (against/with)
war
muharebe etmek
war
{i} uğraşma
war
war crime savaş suçu
war
çatışma

Biri birçok çatışmayı kazanabilir ama savaşı kaybedebilir. - One can win several battles but lose the war.

Bir çatışmayı kaybetmek savaşı kaybetmek anlamına gelmez. - Losing a battle doesn't mean losing the war!

war
war cloud savaş bulutu
war
harp etmek
Английский Язык - Английский Язык
{v} war
to make or carry on war, to fight

    Расстановка переносов

    to make or car·ry on war, to fight

    Произношение

Избранное