Biriyle birlikte ağla. Yalnız ağlamaktan daha şifalıdır.
- Cry with someone. It's more healing than crying alone.
Tom bir inanç şifacısı.
- Tom is a faith healer.
Onun kırık bacağı henüz iyileşmedi.
- Her broken leg has not healed yet.
Yara henüz iyileşmedi.
- The wound has not healed yet.
Zaman bütün yaraları iyileştirir.
- Time heals all wounds.
Zaman tüm yaraları iyileştirir.
- Time heals all broken hearts.
Kalp yaralarını iyileştirmek zaman alır.
- Healing the wounds of the heart takes time.
Bir boşanmadan iyileşmek zaman alır.
- It takes time to heal from a divorce.
This band-aid will heal your cut.