Biraz araştırma yapmak zorundayım.
- I have to do a little research.
Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.
- This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry.
Dergi gezegendeki en iğrenç böcekleri araştırıyor.
- The magazine is researching the most disgusting insects on the planet.
Bir Sovyetolojist ne araştırır?
- What does a Sovietologist research?
Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
- The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
- The research institute was established in the late 1960s.
Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
- The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
- The research institute was established in the late 1960s.
Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- I'd really like more time to research this.