Tom bir ses çıkarmamaya çalıştı.
- Tom tried not to make a sound.
Şşş! Ses çıkartma. Şimdi saklambaç oynuyoruz. Konuşacaksan saklanacak başka bir yer bul.
- Shh! Don't make a sound. We are playing hide-and-seek now. If you want to talk, go find somewhere else to hide.
O kendi kendine mırıldanıyor.
- She is muttering to herself.
O, bir şey mırıldanıyor.
- She's muttering something.
Onun mırıltıları, hakaret ve şikayetlerin habercisidir.
- His mutterings are a hodgepodge of insults and complaints.
April could hear the delivery van's engine muttering in the driveway near the kitchens.