Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
- We have to pick a place to set up the tent.
Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.
- A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.
Bir toplantı düzenleyeceğiz.
- We'll set up a meeting.
Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
- Tom wants to set up a meeting.
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Sorunu araştırmak için bir komite kuruldu.
- A committee has been set up to investigate the problem.
Tom yeni bir iş kurmasına yardım etmem için Boston'a gelmemi istiyor.
- Tom wants me to come to Boston to help him set up a new business.
Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir.
- Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.
M. Robespierre looked at me sideways and smiled and said to Madame, ‘You're a young lady after my own heart.’ This set her up for the day.