Tom'un şu ana kadar yapmayı denemek istediği en tehlikeli şey zehirli bir yılanı tutmaktı.
- The most dangerous thing Tom ever wanted to try to do was to hold a poisonous snake.
Tom gözyaşlarını tutmaya çalıştı.
- Tom tried to hold back his tears.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Kız gözyaşlarını tutmak için çok gayret etti.
- The girl tried hard to hold back her tears.
Tom, Mary ve John'un el tutuştuğunu gördü.
- Tom saw Mary and John holding hands.
Tom ve Mary el ele tutuşuyorlar.
- Tom and Mary are holding hands.
Yarın öğleden sonra ilk olarak personel toplantısı yapmak istiyorum, bu yüzden konferans salonunu ayırır mısın?
- I'd like to hold a staff meeting first thing tomorrow afternoon, so could you reserve the conference room?
We hold these truths to be self-evident, that all men are created equal, that they are endowed by their Creator with certain unalienable Rights, that among these are Life, Liberty and the pursuit of Happiness.