O, bir taksi aramak için dışarı çıktı.
- She went out to look for a taxi.
Tom yiyecek bir şey aramak için dışarı çıktı.
- Tom went out to look for something to eat.
Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.
- I went to many shops to look for the book.
Polis Tom'a onun kızını arayacağına söz verdi.
- The police promised Tom that they would look for his daughter.
Tom yiyecek bir şey aramak için dışarı çıktı.
- Tom went out to look for something to eat.
Tom Mary'ye bakmak zorunda.
- Tom has to look after Mary.
İngilizce bir kitap okurken bilmediğin her kelimeye sözlükten bakmak pek harika bir fikir değil.
- When you're reading an English book, it isn't a great idea to look up every word you don't know.
He spent his life looking for the truth.
... We look for images that are duplicates. ...
... disabled, we care for them. And we look for discovery and innovation, all these thing ...