Los Angeles'a giden bir uçağa bindi.
- He boarded a plane bound for Los Angeles.
Kanazawa'ya giden bir trene bindi.
- He got on a train bound for Kanazawa.
O maçı kazanmaya zorunlu.
- He is bound to win the match.
O şekilde olması zorunluydu.
- It was bound to happen that way.