Kutuyu kaldırmak için bütün gücüyle çabaladı.
- He tried with all his might to lift the box.
Tom kendini kaldırmak için çok cılız.
- Tom is too weak to lift himself.
Tom ve Maria birlikte asansör bekledi.
- Tom and Maria waited for the lift together.
Annem asansörden korkar.
- My mother is afraid of lifts.
Bu masa Patty'nin kaldırması için çok ağırdı.
- This desk was too heavy for Patty to lift.
Tom yardım etmek için bir parmağını kaldırmadı.
- Tom didn't lift a finger to help.
Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
- He hurt his arm lifting so much weight.
Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
- Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?
Tom yardım etmek için bir parmağını kaldırmadı.
- Tom didn't lift a finger to help.
Bunu kaldırmama yardım eder misin?
- Can you help me lift this?
The lift came into the shop dressed like a country gentleman, but was careful not to have a cloak about him, so that the tradesman could see he had no opportunity to conceal any goods about his person.
... of your lift-off mass to orbit, typically. ...
... It gave our country a huge lift at the time, and it's ...