Yüzünü gizlemek istiyorsan, çıplak yürü.
- If you want to hide your face, walk naked.
Duygularını gizlemek zorunda değilsin.
- You don't have to hide your feelings.
Çabuk, lambayı söndür, karanlıkta saklanmak istiyorum.
- Quick, turn off the lamp, I want to hide in the darkness.
Saklanmak zorunda değilsin.
- You don't have to hide.
Tom anahtarı saklamak için iyi bir yer bulamadı.
- Tom couldn't find a good place to hide the key.
Tom hislerini Mary'den saklamak zorunda değildir.
- Tom doesn't have to hide his feelings from Mary.
Benim postumu kurtardığın için teşekkürler.
- Thanks for saving my hide.
Tom'un gizleyecek bir şeyi yoktu.
- Tom had nothing to hide.
Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.
- I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.
Tom gizlenmek zorunda değildi.
- Tom didn't have to hide.
Gizlenmek için güvenli bir yer bulmamız gerek.
- We need to find a safe place to hide.