komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.
- The police charged him with leaking information to a neighboring country.
Petrol boru hattı sızıntı yapıyor.
- The oil pipeline is leaking.
Fincanda çatlaklar vardı bu nedenle içecek dışarı sızdı.
- There were cracks in the cup so the drink leaked out.
Kupada bir çatlak var bu yüzden içindekiler sızıyor.
- There's a crack in the cup so the contents are leaking.
Tom sızdıran musluğu tamir etti.
- Tom fixed the leaky faucet.
Bilgi, parça parça basına sızdırılıyor.
- The information is leaking piecemeal to the press.
Birisi düşmana sırrı sızdırdı.
- Someone leaked the secret to the enemy.
Çatıda bir sızıntı var.
- There's a leak in the roof.