Fakat büyük olasılıkla sonuncu olacağım, bu acınacak bir durum.
- But probably I'll be the last, which is a pity.
Yarışta sonuncu başladım.
- I started last in the race.
Son olarak o Amerika'ya gitti.
- Lastly, she went to America.
Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03
- Date of last revision of this page: 2010-11-03
Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum.
- I hear he has been ill since last month.
Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir.
- This is the hotel where we stayed last year.
Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.
- Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
Bu kış öncekinden daha az kar var.
- We had less snow this winter than last.
Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci, dokuzuncu, onuncu... sondan bir önceki, son.
- First, second, third, fourth, fifth, sixth, seventh, eighth, ninth, tenth... penultimate, last.
Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
- The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
En sonunda hatasını anladı.
- At last, he realized his error.
Soyadını nasıl yazarsın?
- How do you write your last name?
Tom Mary'nin soyadını bilmiyor.
- Tom doesn't know Mary's last name.
Son olarak ailemle birlikte Disneyland'a gittiğimden beri uzun zaman oldu.
- It has been so long since I last went to Disneyland with my family.
Son olarak o Amerika'ya gitti.
- Lastly, she went to America.
Yağmur beş gün sürdü.
- The rain lasted five days.
Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
- I had my driver's license renewed last month.
Geçen yıl Flipinlerde, depremler ve deprem dalgaları 6000'den fazla kişinin ölümüne sebep oldu.
- Last year in the Philippines, earthquakes and tidal waves resulted in the deaths of more than 6,000 people.
Tom geçen yaz yakın bir ölüm deneyimi yaşadı.
- Tom had a near death experience last summer.
Son kez bir ağaca ne zaman tırmandığımı hatırlamıyorum.
- I don't remember the last time I climbed a tree.
Onu son kez gördüğümden beri Shelly gerçekten büyümüş.
- Shelly's really filled out since the last time I saw her.
Nihayet, çalışmayı sona erdirdiler.
- At last, they ceased working.
Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.
- At last, spring has come to this part of Japan.
Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.
- Death is like a race in which everyone tries to finish last.
Herkes onun sözünden dönecek son adam olduğunu bilir.
- Everybody knows that he is the last man to break his promise.
Sonunda aklıma güzel bir fikir geldi.
- At last a good idea struck me.
Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
- At last, they began to count down cautiously.
Tom'un her gece yatmaya gitmeden önce yaptığı son şey çalar saatini ayarlamaktır.
- The last thing Tom does every night before going to sleep is set his alarm clock.
Yapmak istediğim son şey Tom'un canını yakmaktır.
- The last thing I'd ever want to do is hurt Tom.
Dün gece son derece soğuktu.
- Last night was exceptionally cold.
Son birkaç gün ikimiz içinde son derece yoğundu
- The last few days have been terribly busy for both of us.
The tonnage of the Duyfken of Harmensz's fleet is given as 25 and 30 lasten.
More rain is the last thing we need right now.
When we last met, he was based in Toronto.
Summer seems to last longer each year.
last but not least.
The party was last Tuesday; that is, not this yesterday, but eight days ago.
The last of wool is twelve sacks.
Last time we talked about this was in January.
I don't know how much longer we can last without reinforcements.
How is an in-your-face black leather thigh-high lace-up boot with a four-inch spike heel like a man's black calf lace-up oxford? They are both made on a last, the wood or plastic foot-shaped form that leather is stretched over and shaped to make a shoe.
The first will be last.
- The first will be the last.
The first will be the last.
- The first will be last.
... Five times in the last 500 million years, ...
... the net of what's happened in the last four years. We're still down 580,000 jobs. I ...