Yedek bir gömleğim yok.
- I don't have a spare shirt.
Bu araba için yedek parça alamam.
- I can not buy spare parts for this car.
Boş zamanımda Tatoeba'da cümle çeviririm.
- I translate sentences on Tatoeba in my spare time.
Boş zamanında ne yaparsın?
- What do you do in your spare time?