Onun cebinde bir peni bile yoktur.
- He doesn't even have a penny in his pocket.
Tasarruf edilen bir peni kazanılan bir penidir.
- A penny saved is a penny earned.
Sahip olduğum her kuruşumu soydu.
- He robbed me of every penny I had.
Onun fikirleri ona bir tek kuruş kazandırmadı.
- His ideas never earned him a single penny.