Tom romanı onlara önerdi.
- Tom recommended the novel to them.
O, onlara karşı çok nazikti.
- He was very kind to them.
O bana göre iki yıl kıdemli.
- She is senior to me by two years.
O, bana göre üç yıl kıdemli.
- She is senior to me by three years.
Sana hikayeyi kim anlattı?
- Who told the story to you?
Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
- This book may well be useful to you.
Bay Hasimoto bize karşı adil.
- Mr. Hashimoto is fair to us.
Tom bize yazacağını söyledi.
- Tom said he would write to us.
Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun
- You live next to somebody I work with.
Bunu başka birine söyle.
- Tell it to somebody else.
Çek birine para ödeme yöntemidir.
- A check is a method of paying money to somebody.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Üzgünüm size yazmam uzun sürdü.
- Sorry it took me so long to write to you.
Ne yapılacağı size kalmış.
- What to do is up to you.
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
- Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
Bunu istemiyorsan onu başka birine vereceğim.
- If you don't want this, I'll give it to someone else.
Bunun için görünenden daha fazlası varsa, umarım bana söylersin.
- If there's more to this than meets the eye, I hope you'll tell me.
Bunun anahtarının nerede olduğunu biliyor musunuz?
- Do you know where the key to this is?
Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
- You may as well say it to him in advance.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
- I've got nothing to say to him.
Buna alışkın değilim.
- I'm not used to this.
Buna asla alışmayacağım.
- I'll never get used to this.
With Hit Girl, Moretz is this year's It Girl, alternately sweet, savage and scary.
He saw to it that everyone would vote for him.
It's me. John.
In the next game, Adam and Tom will be it….
Let's play it at breaktime.
It’s lonely without you.
Take each day as it comes.
She took the baby and held it in her arms.