Miyopluğumu bir engel olarak görmüyorum.
- I don't consider my myopia as an impediment.
Liderler, ekonomik büyümenin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.
- Leaders are trying to do away with impediments to economic growth.
Denizdeki fırtına ilerlememizi engelledi.
- Storms at sea impeded our progress.
Resmi bir soruşturmayı engellemeye çalıştı.
- He has tried to impede an official investigation.