Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
- Death is an integral part of life.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
- I visited many parts of England.
Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar.
- They debated other parts of the proposal.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
- Both parties opposed war.
Onların tarafında bir hataydı.
- It was a mistake on their part.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
- This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Yarın akşam bir partimiz var.
- We have a party tomorrow evening.
Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
- I plan on doing my part.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
- I try to do my part to help the community.
Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
- A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Ölüm bizi ayırana kadar iyi ve kötü günde seni seveceğim.
- I will love you for better for worse till death us do part.
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
- These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
O, evinden ayrılmak istemedi.
- He didn't want to part with his house.
Ondan ayrılmak zorunda olduğu gün sonunda geldi.
- The day came at last when he had to part from her.