to harden; to toughen; to make hardy

listen to the pronunciation of to harden; to toughen; to make hardy
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to harden; to toughen; to make hardy в Английский Язык Турецкий язык словарь

endure
{f} dayanmak
endure
katlanmak

Fransız palavralarına katlanmak zordur. - It's hard to endure the boastings of the French.

Çaresi yoksa katlanmak gerekir. - What can't be cured must be endured.

endure
tahammül etmek
endure
{f} sürmek
endure
{f} sabretmek
endure
kaldırmak
endure
acıya katlanmak
endure
sebat etmek
endure
dayan

O, uzun bir yolculuğa dayanabilir mi? - Can she endure a long trip?

Bu köprü uzun süre dayanamaz. - This bridge will not endure long.

endure
uzun süre etkisini ve gücünü korumak
endure
uzun süre dayanmak
endure
çekmek
endure
{f} dişini sıkmak
endure
kal/katlan
endure
{f} var olmak
endure
{f} devam etmek
endure
{f} durmak
Английский Язык - Английский Язык
endure
to harden; to toughen; to make hardy

    Расстановка переносов

    to harden; to toughen; to make Har·dy

    Произношение

Избранное