Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.
- I can't afford to buy a new bike, so I'll have to manage with this old one.
Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
- The owners appointed him manager.
O, pazarlama bölümü yöneticisidir.
- He is the manager of the marketing department.
Tom tüm parasını Mary ve babasının idare ettiği şirkete yatırdı.
- Tom invested all his money in the company that Mary and her father managed.
Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.
- I can't afford to buy a new bike, so I'll have to manage with this old one.
Sanırım bir müdür olmak için gereken şeylere sahibim.
- I think I have what it takes to be a manager.
Müdür olmak istemiyorum.
- I don't want to be the manager.