Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
- There may be a killer who looks harmless in any social network.
Onları nerede ızgara yaptın?
- Where did you grill them?
Tom eti ızgara yapıyor.
- Tom is grilling meat.
Size zarar vermek istemiyoruz.
- We don't mean you any harm.
Çevreye daha az zarar vermek istiyoruz.
- We want to harm the environment less.
Seni asla incitmek istemedim.
- I never wanted to harm you.
Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın?
- Are you aware of anyone who would want to harm Tom?
Bu eti ızgara yapamam. Bozulmuş!
- I cannot grill this meat. It has gone bad!
Tom eti ızgara yapıyor.
- Tom is grilling meat.
O iyilikten daha çok kötülük yaptı.
- It did more harm than good.
Hiç kimse sana kötülük etmeyecek.
- No one will harm you.
Bu ızgara et için bir daldırma sos var mı?
- Is there any dipping sauce for this grilled meat?
I put some peppers and mushrooms on the grill to go with dinner.
Why don't we get together Saturday and grill some burgers?.
The police grilled him about his movements at the time of the crime.