Onlar onu selamlamak için kalktılar.
- They got up to greet her.
Ben de onu selamlamak istiyorum.
- I want to greet him, too.
Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.
- They got up to greet Tom.
O beni selamlamak için ayağa kalktı.
- He rose to his feet to greet me.
Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.
- Paul came to Rome to greet me.
Tom Mary'yi karşılamak için oradaydı.
- Tom wasn't there to greet Mary.
Her dilde insanları selamlamayı bilir.
- He knows how to greet people in all languages.
Beni selamlamayı unuttun mu?
- Did you forget to greet me?
O bir tebessümle beni selamladı.
- He greeted me with a smile.
O, onu neşeyle selamladı.
- She greeted him cheerfully.
İnsanlar zaferi selamladılar.
- The people hailed the victory.
Seni kutlamak için uğrayamadım, çünkü acelem vardı.
- I could not stop by to greet you because I was in a hurry.
There greet in silence, as the dead are wont, And sleep in peace. -Shak.
They gave us a warm greeting.
- They greeted us warmly.
... know that they were going to get a meet and greet, because they were picked for the Tea ...
... the show. But after the show, there's a meet and greet for surprise people who did not ...