Onlar onu selamlamak için kalktılar.
- They got up to greet her.
Ziyaretçi sınıfa girdiğinde onu selamlamak için ayağa kalktık.
- When the visitor entered the room, we stood to greet him.
Ben de onu selamlamak istiyorum.
- I want to greet him, too.
Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.
- They got up to greet Tom.
Tom Mary'yi karşılamak için oradaydı.
- Tom wasn't there to greet Mary.
Paul beni karşılamak için Roma'ya geldi.
- Paul came to Rome to greet me.
O beni selamlamak için ayağa kalktı.
- He rose to his feet to greet me.
Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.
- They got up to greet Tom.
Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı.
- Jessie shook Joseph's hand and greeted him with affection.
O bir tebessümle beni selamladı.
- He greeted me with a smile.
İnsanlar zaferi selamladılar.
- The people hailed the victory.
Seni kutlamak için uğrayamadım, çünkü acelem vardı.
- I could not stop by to greet you because I was in a hurry.
There greet in silence, as the dead are wont, And sleep in peace. -Shak.
They gave us a warm greeting.
- They greeted us warmly.
... because these are my folks, and I'm the one who has to greet those coffins when they ...
... know that they were going to get a meet and greet, because they were picked for the Tea ...