O sekizinci sınıftaydı.
- She was in the eighth grade.
Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.
- I dropped out of school when I was in the 7th grade.
Sadece sıkı çalışırsanız, seviyeleriniz çok gelişecek.
- If you just work hard, your grades will improve a lot.
Seviyemi yükseltmek için çaba sarfettim.
- I made efforts to improve my grades.
Tom'un olağanüstü dereceleri var.
- Tom got extraordinary grades.
O en iyi derecelere sahiptir.
- She's got the best grades.
Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.
- This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
Bunlar yüz puanlık bir ölçekte derecelendirilir.
- These are graded on a hundred-point scale.
İyi puanlar için bir ödül aldılar.
- They got an award for good grades.
Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.
- His essay gave only a superficial analysis of the problem, so it was a real surprise to him when he got the highest grade in the class.
Test notlarının ne kadar önemli olduğu hakkında bir fikrin var mı?
- Do you have any idea how important your test grades are?
I gave him a good grade for effort.
This material absorbs moisture and is probably not a good choice for use below grade.
The grade fives are on a field trip.
Canada Clancy starts grade five this year.
This fine-grade coin from 1837 is worth a good amount.
... I was, I think, in seventh and eighth grade when everybody started having a profile online ...
... ' barely have three minutes left. I'm not going to grade the two of you and say you've ...