Kahve lekesini çıkarmak zordu.
- The coffee stain was difficult to remove.
Yakanda bir leke var.
- Your collar has a stain on it.
Dudaklarım kalamar mürekkebi ile boyandığı için o bana gülüyor.
- He's laughing at me because my lips are stained with squid ink.
Tom'un gömleğinin önü bir kurşun yarasından kan ile boyandı.
- The front of Tom's shirt was stained with blood from a gunshot wound.
Onun gömleği sos ile lekelendi.
- His shirt was stained with sauce.
Ellerim boya ile lekelendi.
- My hands are stained with paint.