to give heed to

listen to the pronunciation of to give heed to
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to give heed to в Английский Язык Турецкий язык словарь

smell
koklamak

Tanzanya'da yiyecek koklamak, kibar olmayan hatta çok görgüsüzce bir davranıştır. - It is impolite, or even gross, to smell food in Tanzania.

Tom çiçeği koklamak için eğildi. - Tom leaned down to smell the flower.

smell
{i} koku

Bu, peynir gibi kokuyor. - This smells like cheese.

Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir. - A dog's sense of smell is much keener than a human's.

give heed to
kulak asmak
give heed to
dikkat etmek
pay attention to
dikkatini vermek
pay attention to
nazarı dikkate almak
pay attention to
aldırmak
smell
-in kokusunu almak
smell
kokmak (kötü)
give heed to
önem vermek
pay attention to
dikkatini ver
smell
{f} kok

Kız çiçekleri kokluyor. - The girl is smelling the flowers.

Bu, peynir gibi kokuyor. - This smells like cheese.

smell
kokuşmak
smell
iy
give heed to
dikkatli olmak
pay attention to
(Fiili Deyim ) -e dikkat etmek , aldırış etmek
pay attention to
ilgilenmek
pay attention to
önemsemek
pay attention to
dikkat etmek

Tom Mary'nin söylediklerine dikkat etmek zorunda değil. - Tom doesn't have to pay attention to what Mary says.

Size söyledim, bacaklarınıza ve ayaklarınıza dikkat etmek zorundaydınız. - I told you you had to pay attention to your legs and feet.

pay attention to
dikkate almak
smell
smell out kokusunu alar
smell
(isim) koku, koklama, koku alma duyusu, pis koku, ima
smell
bir hile olduğunu sezmek
smell
hava

Yangından sonra, duman kokusu günlerce havada kaldı. - After the fire, the smell of smoke remained in the air for days.

Yangından sonra, havadaki duman kokusu günlerce sürdü. - After the fire, the smell of smoke in the air lasted for days.

Английский Язык - Английский Язык
smell
pay attention to
to give heed to

    Турецкое произношение

    tı gîv hid tı

    Произношение

    /tə ˈgəv ˈhēd tə/ /tə ˈɡɪv ˈhiːd tə/
Избранное