Hepimiz büyük şoktan dolayı ürperdik.
- We all shuddered from the great shock.
Oğlunun kazada yaralandığı haberi ona büyük bir şoktu.
- The news that her son was injured in the accident was a great shock to her.
Kalabalık sarsılmış görünüyordu.
- The crowd looked shocked.
Tom biraz sarsılmış görünüyordu.
- Tom looked a little shocked.
Bu saat darbeye dayanıklı.
- This watch is shock-proof.