Tom'un ziyareti için hazır olmak zorundayız.
- We have to get ready for Tom's visit.
Tom akşam yemeği için hazırlanmak zorunda.
- Tom has got to get ready for dinner.
Sabahleyin iş için hazırlanmak çok zamanımı alır.
- It takes me a lot of time in the morning to get ready for work.
Tom parti için hazırlanmasının Mary'nin kaç saatini aldığını merak etti.
- Tom wondered how many hours it took Mary to get ready for the party.
Tom iş için hazırlanmak zorunda.
- Tom has to get ready for work.
... small restaurants actively get ready for the fifty five ...
... and get ready for a memorable journey ...