Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
- Some young Japanese people prefer being single to being married.
Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı.
- Tom remained single all his life.
Japonya'da neredeyse tüm yollar tek şerittir.
- In Japan almost all roads are single lane.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
- Did God really create the earth in a single day?
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
- She left without saying even a single word.
Benim tek bir düşmanım yok.
- I don't have a single enemy.
Tek kişilik oda istiyor musunuz?
- Do you want a single room?
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
- I'd like to reserve a single room.
Tek kişilik bir oda ister misin?
- Would you like a single room?
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
- I'd like to reserve a single room.
Pedro singled in the bottom of the eighth inning, which, if converted to a run, would put the team back into contention.