Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
- Tom wants to set up a meeting.
Bir toplantı düzenledim.
- I've set up a meeting.
Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
- The University Administration decided to set up a branch campus in New York.
Tom Mary için bir websitesi kurdu.
- Tom set up a website for Mary.
Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
- The University Administration decided to set up a branch campus in New York.
Tom yeni bir iş kurmasına yardım etmem için Boston'a gelmemi istiyor.
- Tom wants me to come to Boston to help him set up a new business.
Give the cement 24 hours to set up before walking on it.