to gain; to obtain

listen to the pronunciation of to gain; to obtain
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to gain; to obtain в Английский Язык Турецкий язык словарь

accomplish
{f} yapmak

Ken sonunda yapmak için yola çıktığı şeyi başardı. - Ken finally accomplished what he set out to do.

Sanırım Tom yapmak istediği bir şeyi başarabilirdi. - I think Tom could accomplish just about anything he decides to do.

accomplish
(fiil) başarmak, sonuçlandırmak, yapmak, yerine getirmek, üstesinden gelmek; almak (yol, zaman)
accomplish
{f} başarmak, becermek, üstesinden gelmek
accomplish
sonuçlandır

O başladığı şeyi sonuçlandırır. - He accomplishes whatever he sets out to do.

accomplish
{f} yerine getirmek
accomplish
{f} almak yol
accomplish
hayata geçirmek
accomplish
(Tekstil) 1. gerçekleştirmek 2. yapmak (üretmek, çıkarmak, bitirmek)
accomplish
(Kanun) yapıp bitirmek
accomplish
başarıyla sonuçlandırmak
accomplish
başarmak

Hayatta bir şey başarmak istiyorum. - I want to accomplish something in life.

İyiyi başarmak için kötülük yapmak gerekli değil. - It's not necessary to do evil in order to accomplish good.

accomplish
sonuçlandir
accomplish
{f} üstesinden gelmek
accomplish
{f} sonuçlandırmak
accomplish
(Mukavele) tamamlamak; başarmak, becermek, üstesinden gelmek
accomplish
başar

Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı. - Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment.

On yılımı alsa bile, işi başarmaya kararlıyım. - Even if it takes me ten years, I am determined to accomplish the job.

accomplish
nezaketli
accomplish
{f} zaman
accomplish
ikmal etmek accomplished ikmal edilmiş hünerli
Английский Язык - Английский Язык
accomplish
to gain; to obtain
Избранное