Английский Язык - Турецкий язык
Определение to frustrate; to beat; to ruin в Английский Язык Турецкий язык словарь
- dish
- {i} tabak
Tom genellikle kirli tabakları bir hafta kadar biriktirir, sonra onları yıkar.
-Tom usually lets dirty dishes pile up for a week, then he washes them.
Sabah kahvaltısı tabakları hâlâ lavabonun içerisindeydi.
-The breakfast dishes were still in the sink.
- dish
- {f} sunmak
- dish
- yemek tabağı
- dish
- tabağa koymak
- dish
- kap
Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.
-Put these dishes inside the drawer, please.
Tam bulaşıkları kaldırdıktan sonra, Joan kapı zilinin çaldığını duydu.
-Just after putting away the dishes, Joan heard the doorbell ring.
- dish
- çukur yansıtıcı
- dish
- bulaşık yıkama makinesi
- dish
- çukur yansıtıcı,v.servis yap: n.tabak
- dish
- {f} ortasını çukurlaştırmak
- dish
- (Nükleer Bilimler) oyukluk
- dish
- argo güzel kız
- dish
- {f} up tabağa koymak
- dish
- (fiil) servis yapmak; sunmak; kandırmak, mahvetmek; işini bozmak; atlatmak; ortasını çukurlaştırmak
- dish
- (Tıp) Tabak, içi çukur kap
- dish
- {f} out dağıtmak, vermek
- dish
- {i} tabak, çanak
- dish
- {f} işini bozmak
- dish
- dish water bula
- dish
- dishpan bulaşık tası
- dish
- dishcloth tabak bezi
Связанные Термины
Английский Язык - Английский Язык
Определение to frustrate; to beat; to ruin в Английский Язык Английский Язык словарь
- dish
to frustrate; to beat; to ruin
Произношение
Resimler
История
Избранное