Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.
- Several politicians exerted strong pressure on the committee.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
- The press is interested in his private life.
Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
- Press this button to start the machine.
Kan basıncı sabitlenemez.
- The blood pressure can't be determined.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
- The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
Kan basıncı sabitlenemez.
- The blood pressure can't be determined.
Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
- The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
Kolun üstüne bastırınız.
- Press down on the lever.
Kalabalık kapıya doğru bastırdı.
- The crowd pressed toward the gate.
The two gentlemen who conducted me to the island were pressed by their private affairs to return in three days. (Swift, Gulliver's Travels, III. 8).