to forbid (an aircraft or pilot) to fly

listen to the pronunciation of to forbid (an aircraft or pilot) to fly
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to forbid (an aircraft or pilot) to fly в Английский Язык Турецкий язык словарь

ground
toprak

Burada yabancı bir topraktayız. - We're on unfamiliar ground here.

Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı. - The treaty did not ban nuclear tests under the ground.

ground
{i} yer

Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi. - This park used to be a hunting ground for a noble family.

Asker yerde yaralı yatıyordu. - The soldier lay injured on the ground.

ground
kalkışına olanak tanımamak
ground
{f} (uçak) (hava koşullarından dolayı) uçamamak; (uçağı) uçurtmamak
ground
(uçak) inmek
ground
(Elektrik, Elektronik) topraklamak (cihazı)
ground
saha

O, spor sahasını geçti. - He crossed the sports ground.

ground
temel

Ev temele kadar yandı. - The house burned to the ground.

Parti hızla temel kazandı. - The party gained ground rapidly.

ground
karaya oturtmak
ground
{f} yere sermek
ground
{f} çakmak
ground
cam tozu
ground
{f} toprakla

Bilgisayarım doğru şekilde topraklanmış bir prize bağlı. - My computer is connected to a properly grounded outlet.

ground
{s} tortulu
ground
(İnşaat) yer, zemin
ground
(fiil) yere sermek, yere indirmek, karaya oturtmak, topraklamak, çakmak, hareket izni vermemek, dayandırmak, dayanmak, kurmak
ground
{i} çoğ. (bir binaya/kuruluşa ait)
ground
{f} karaya oturmak; karaya oturtmak
ground
{f} dayandırmak
Английский Язык - Английский Язык
ground

Because of the bad weather, all flights were grounded.

to forbid (an aircraft or pilot) to fly

    Расстановка переносов

    to for·bid (an air·craft or pilot) to fly

    Произношение

Избранное