Brown ve arkadaşları kaçmak zorunda bırakıldılar.
- Brown and his friends were forced to flee.
Bahçede bir tavşan koşuyor.
- A rabbit is running in the garden.
Şu tavşan benim turpları alıp kaçıyor.
- That rabbit's getting away with my radishes!
Yirmi atmaca bir baykuşun önünde kaçtı.
- Twenty sparrowhawks flee before an owl.
Brown ve arkadaşları kaçmak zorunda bırakıldılar.
- Brown and his friends were forced to flee.
Bazı yabani tavşanları ormanda görebilirsiniz.
- You can see some wild rabbits in the forest.
Tom yetiştirdiği tavşanları hatırladı.
- Tom remembered the rabbits he used to raise.
Etherical products flee once freely exposed to air.
The criminals took flight as soon as they heard the sirens.
The informant seemed skittish, as if he was about to rabbit.