O cinayetle suçlanıyor.
- He is accused of murder.
Patronun öğle yemeğini yemekle suçlandım.
- I was accused of eating the boss's lunch.
Tom haksız yere suçla itham edildi.
- Tom was unjustly accused of the crime.
Yakınlarını kayırmakla itham ediliyor.
- She was accused for nepotism.
Beni hiçbir şeyle suçlama.
- Do not accuse me of anything.
Tom onların onu suçlamada bulunduğu suçu işlemedi.
- Tom didn't commit the crime they've accused him of.
We are accused of having persuaded Austria and Sardinia to lay down their arms.