Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
- This carpet is big enough to cover the whole floor.
Su, yeryüzünün yaklaşık %70'ini kaplamaktadır.
- Water covers about 70% of the earth.
Tom yeni aldığı masa örtüsüyle masayı örttü.
- Tom covered the table with the new tablecloth he'd just bought.
Güneş bu kadar güçlü iken örtünmek iyi bir fikirdir.
- It's a good idea to cover up when the sun is this strong.
Onun kaybını karşılamak zorundayım.
- I have to cover his loss.
O, masrafları karşılamak için yeterli paradır.
- That's enough money to cover the expenses.
Can you cover the morning shift tomorrow? I'll give you off next Monday instead.