Araba tarlaya daldı ve bir süre sarsıldıktan sonra durma noktasına geldi.
- The car dove into the field and, after bumping along for a time, came to a halt.
Bazı insanlar tarlalarda çalışıyorlar.
- Some people are working in the fields.
Tom'un çalışma alanı hukuktur.
- Tom's field of study is law.
Tony yeşil alanlar ve küçük, sessiz köyler gördü.
- Tony saw green fields and small, quiet villages.
Saha gezisini çok eğitici buldum.
- I found the field trip very educational.
Kate şimdi sahada çalışıyor.
- Kate is running in the field now.
Yaralı askerler savaş alanında bırakıldı.
- The wounded soldiers were left in the field.
O benim çalışma alanım değil.
- That is not my field of work.
Benim çalışma alanım dilbilimdir.
- My field of study is linguistics.
Kırsalda altı koyun vardı.
- There were six sheep in the field.
Sığırlar kırsalda otlanıyorlar.
- Cattle were grazing in the field.
Onlar bir Amerikan sahra hastanesine tahliye ediliyorlar.
- They are evacuated to an American field hospital.
Bu yazar, birliklerle birlikte arazide birkaç yıl geçirdi
- This writer spent several years in the field with the troops.
Arazi güzel yeşil çimlerle kaplıdır.
- The field is covered in nice green grass.
Meralarda dolaşmayı severim.
- I like to roam about the fields.
O benim çalışma alanım değil.
- That is not my field of work.
Çiftçiler tarlada çalışmakla meşgul.
- Farmers are busy working in the field.
Bilgisayarlar her yeri işgal etti.
- Computers have invaded every field.
İnek çayırda otluyor.
- The cow is grazing in the field.
soccer field.
The set of rational numbers, \mathbb{Q}, is the prototypical field.
gold field or goldfield.
He was an expert in the field of Chinese history.
She will field questions immediately after her presentation.
... Unified Field Theory: A Theory of Everything ...
... I'm a huge fan of track and field. ...