to expose to or warm in the sun

listen to the pronunciation of to expose to or warm in the sun
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to expose to or warm in the sun в Английский Язык Турецкий язык словарь

sun
{f} güneşlenmek; güneşletmek, güneşlendirmek
sun
pazar

Dün cumartesi değil, pazardı. - Yesterday was Sunday, not Saturday.

Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir. - In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.

sun
(Bilgisayar) paz

Her pazar tenis oynardı. - She used to play tennis every Sunday.

Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir. - In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend.

sun
(Bilgisayar) p
sun
(Astronomi) şems

Bankalar güneşli bir günde sana bir şemsiye vermeye çalışırlar ama yağmurlu bir günde sırtlarını dönerler. - Banks will try to lend you an umbrella on a sunny day, but they will turn their backs on a rainy day.

Kaldırımda bir şemsiye vardı. - There was a sunshade over the sidewalk.

sun
güneşlendirmek
sun
güneş

Güneşin etrafında dönen dokuz gezegen vardır,Dünya onlardan biridir. - There are nine planets travelling around the sun, the earth being one of them.

Ilık, güneşli bir gün piknik için idealdir. - A warm, sunny day is ideal for a picnic.

sun
gündoğumu

Tom gündoğumundan önce buraya geldi. - Tom got here before sunrise.

Gündoğumunu izleyebilelim diye erken kalktık. - We got up early so that we could see the sunrise.

sun
(isim) güneş ışığı, güneş, gün [şiir], yıl [şiir]
sun
{f} güneşe sermek
sun
{i} gün [şiir]
sun
güneş [astr.]
sun
sun compass kutuplarda kullanılan ve güneş ışınlarıyla işleyen pusul
sun
yıl

Tom yıllarca şarkı söylemedi. - Tom hasn't sung in years.

Babamın doğum günü bu yıl pazar gününe denk geliyor. - My father's birthday falls on Sunday this year.

sun
(fiil) güneşlenmek, güneşlendirmek, güneşte bırakmak, güneşe sermek
sun
{i} yıl [şiir]
sun
güneş ışığı
sun
peykleri olan yıldız
sun
sun bath güneş banyosu
Английский Язык - Английский Язык
{v} sun
to expose to or warm in the sun

    Расстановка переносов

    to ex·pose to or warm in the Sun

    Турецкое произношение

    tı îkspōz tı ır wôrm în dhi sʌn

    Произношение

    /tə əkˈspōz tə ər ˈwôrm ən ᴛʜē ˈsən/ /tə ɪkˈspoʊz tə ɜr ˈwɔːrm ɪn ðiː ˈsʌn/
Избранное