to exponentiate

listen to the pronunciation of to exponentiate
Английский Язык - Турецкий язык
üs almak
raise
büyütmek (çocuk)
raise
{f} artırmak
raise
{f} yetiştirmek

Annem bizi yetiştirmek için çok çalıştı. - My mother worked hard in order to raise us.

Sebzeler yetiştirmek için bu alanı kullanabilir miyim? - Can I use this area to raise vegetables?

raise
{i} yükselme

O yükselmeyi hak ediyorum. - I deserve that raise.

raise
{i} çıkıntı
raise
{f} zam yapmak
raise
bir araya getirmek
raise
şardonlamak
raise
(Teknik,Tekstil) tüylendirmek
raise
refetmek
exponentiate
üs almak
raise
büyütmek

Sami'nin karısı çocuğunu yalnız başına büyütmek için ayrıldı. - Sami's wife was left to raise her child alone.

Sen hapishanedeydin bu yüzden çocuklarımızı kendim büyütmek zorunda kaldım. - You were in prison, so I had to raise our children by myself.

raise
öndürmek
raise
{f} neden olmak
raise
(isim) çıkıntı, kabartı, yükselme, artış, zam, yokuş, rampa
raise
{f} kabartmak
raise
{f} son vermek
raise
toplamak besleyip üretmek
raise
ses yükseltmek
raise
(fiil) kabartmak, kaldırmak, artırmak, yükseltmek, dikmek, ayağa kaldırmak, yol açmak, neden olmak, toplamak, yetiştirmek, büyütmek, beslemek, zam yapmak, son vermek, ruh çağırmak, karayı görmek
Английский Язык - Английский Язык
raise
To apply a mathematical exponentiation function
To utilize exponentiation
to exponentiate
Избранное