Bir şey açıklamak zorunda değilsin.
- You don't have to explain anything.
Bunun niçin işe yaramayacağını sana açıklamak çok fazla zamanımı alır.
- It would take me too much time to explain to you why it's not going to work.
Lütfen as may be nin dilbilgisini açıklar mısın?
- Please explain the grammar of 'as may be'.
Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.
- Nobody could explain how the thing was made.
Meramını anlatmak için sadece otuz saniyen var.
- You've only got thirty seconds to explain yourself.
Den, he confided, I 'splained to de release man 'bout lookin' fur a settin'-down job, an' he jes' sorta motioned to de do'..
... grand theories, you don't have theories to explain things. ...
... That -- actually, that setup was -- just to explain it a ...