to enumerate the digits of one's numeral system

listen to the pronunciation of to enumerate the digits of one's numeral system
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to enumerate the digits of one's numeral system в Английский Язык Турецкий язык словарь

count
{i} hesaba katma

Bunları hesaba katmamı istiyor musun? - Do you want me to count these?

Sadece gücümüzü hesaba katmalıydık. - We had to count on our strength only.

count
içine almak
count
olarak saymak
count
dikkat

Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir. - In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.

Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar. - At last, they began to count down cautiously.

count
saymak

Başkalarının ceplerindeki parayı saymak iyi değildir ama ilginçtir. - Counting money in other people's pockets isn't good, but it's interesting.

Verdiğin her şeyi saymak kötü. - It is bad to count all the things that you gave.

count
kont

Japon Hava Yolları kontuarı nerede? - Where is the Japan Airlines counter?

Uçuşundan en az bir saat önce kontuara gel, lütfen. - Please come to the counter at least an hour before your flight.

count
toplam

O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor. - He travels about the world gathering facts about little known countries.

Ülkenin toplam nüfusu 300 milyondur. - The total population of the country is 300 million.

count
kapsamak
count
olduğunu düşünmek
count
say

Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü. - In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.

Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say. - When angry, count ten; when very angry, a hundred.

count
{i} hesap

Tom Mary'nin, parti hazırlığı için ona yardım edeceğini hesaplamıştı. - Tom was counting on Mary to help him get ready for the party.

O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı. - He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.

count
{i} sayma

Saymada yanlış yapmamaya özen göstermelisin. - You must be accurate in counting.

Kaç kişinin katılacağını saymayı unutma. - Don't forget to count how many people attend.

count
(Nükleer Bilimler) sayım

Oy pusulalarının sayımı yarım saat aldı. - The counting of the ballots took half an hour.

Her iki sayımda da yanılıyorduk. - We were wrong on both counts.

count
{f} varsaymak
count
Iose count hesabı şaşırmak
count
(fiil) saymak; hesaba katmak, varsaymak; addetmek, sayı saymak, sayılmak; önemi olmak
count
dava ve şikâyet fıkrası
count
madde
count
{i} dava maddesi
Английский Язык - Английский Язык
count

Can you count to a hundred?.

To enumerate the digits of ones numeral system
count
to enumerate the digits of one's numeral system

    Расстановка переносов

    to e·nu·mer·ate the digits of one's nu·mer·al sys·tem

    Турецкое произношение

    tı înumıreyt dhi dîcıts ıv wʌnz numırıl sîstım

    Произношение

    /tə əˈno͞omərˌāt ᴛʜē ˈdəʤəts əv ˈwənz ˈno͞omərəl ˈsəstəm/ /tə ɪˈnuːmɜrˌeɪt ðiː ˈdɪʤəts əv ˈwʌnz ˈnuːmɜrəl ˈsɪstəm/
Избранное